TÜRK HUKUKUNDA HAKSIZ REKABET
Hukuka uygun, bozulmamış rekabet ortamında katılanlar; piyasanın tüm aktörlerinin (rakipler, mal/hizmet tedarik edenler) dürüst davranış kurallarına göre hareket edeceğine güvenmek hakkını haizdir. Dürüstlük kuralının ihlal edilmesi halinde güvene aykırı hareket edilmiş olur; bu durum da haksız rekabete yol açar. Dürüst davranma kuralı, haksız rekabetin tanımında belirleyici role sahiptir. [Arkan: Ticari İşletme Hukuku, 2018, s. 350]
Türk Hukukunda haksız rekabet temel olarak iki kanunda düzenlenmekte ve aynı zamanda belirtilen bu maddelerde haksız rekabetin tanımı yapılmıştır. Bunlar ise;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 57. Maddesi; “Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir. Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. Maddesi; “Haksız rekabet hükümlerinin amacı bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
1. Haksız Rekabet Halleri
TTK’nun 54/2. Maddesinde haksız rekabetin genel hükmü açıklanmış ve aşağıda TTK.’nun 55. Maddesinde sayılan hallere girmeyen durumda bu hüküm esas alınacaktır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 55. Maddesinde haksız rekabet halleri altı kategori halinde belirtilmiştir:
A.Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
B.Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
C.Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
D.Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
E.İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur
F.Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
2.Haksız Rekabet Halinde Açılabilecek Davalar
Haksız rekabetin varlığı durumunda iş bu haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya tehlike ile karşılaşabilecek olanların açabilecekleri davalar TTK’nun 56. Maddesinde belirtilmiştir. Bunlar ise tespit, men, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması ve tazminat davasıdır. Bu uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
Tespit Davası: Fiilin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti karar bağlanır.
Men Davası: Haksız rekabetin devam etmesi halinde bu haksız rekabetin önlenmesi ya da ortaya çıkması muhtemel olan haksız ihlalin önlenmesi amacıyla açılabilir. Diğer bir anlatımla devam eden veya tekrarlanma tehlikesi bulunan haksız rekabet halinin durdurulması istenir.
Haksız Rekabetin Sonucu Olan Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması Davası: Bu davayla haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa, bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını istenir.
Tazminat Davası: Haksız rekabet sonucunda uğranılan zararın giderilmesi için tazminat davası açılması, failin kurusunun bulunması koşuluna başlıdır. Maddi ve manevi tazminat davası olarak iki şekilde açılabilir. Zararın ispatı davacıya aittir. Haksız rekabet mahiyeti itibariyle haksız fiilin bir hali olduğundan tazminat taleplerinde TBK koşullarına uygun olarak hukuka aykırı fiilin varlığı, failin kusurlu olması, bir zarar veya zarar tehlikesinin varlığı ve illiyet bağı bulunmalıdır. Davacı haksız rekabet yüzünden uğramış olduğu zarar miktarını ispat etmekle birlikte mahkemenin, tazminat olarak davalının haksız rekabet sonucunda elde etmesi mümkün görülen menfaat karşılığına da hükmedebilmesi mümkündür.
Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de yine yukarıda belirtilen davaları açabilirler, ancak araçların ve malların imhasını isteyemezler.
Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da tazminat davası hariç olmak üzere yukarıda yazılı diğer davaları açabilirler.
Aynı zamanda TTK.’nun 61. Maddesinde alınacak ihtiyati tedbirlere ilişkin düzenlenme gereğince; Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.
3.Zamanaşımı
Haksız rekabet halinde açılacak davalar, davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her hâlde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Ancak, haksız rekabet fiili aynı zamanda 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun dava zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olur.
4.Haksız Rekabet Halinde İhtiyati Tedbir Uygulamaları
Ayrıca, hak sahibinin yetkilerine tecavüz oluşturması hâlinde cezayı gerektiren haksız rekabet konusu mallara, ithalat veya ihracat sırasında hak sahibinin talebi üzerine, gümrük idareleri tarafından ihtiyati tedbir niteliğinde el konulabilir.
El koyma ile ilgili uygulama bu konudaki mevzuata tabidir.
Gümrük idarelerindeki tedbir veya el koyma kararının tebliğinden itibaren on gün içinde, esas hakkında ilgili mahkemede dava açılmaz veya mahkemeden tedbir niteliğinde karar alınmazsa idarenin el koyma kararı ortadan kalkar.
5.Haksız Rekabet Halinde Ceza Sorumluluğu
TTK.’nun 62. Maddesinde Cezayı gerektiren fiiller düzenlenmiştir. Buna göre;
a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler,
b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
c) Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
d) Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56 ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.
TTK.’nun 63. Maddesine göre, Tüzel kişilerin cezai sorumluluğu;
Tüzel kişilerin işlerini görmeleri sırasında bir haksız rekabet fiili işlenirse cezayı gerektiren hallerde, tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortakları hakkında uygulanır. Haksız rekabet fiilinin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir.