İZALE-İ ŞUYU (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ) DAVASI
İzale-i Şuyu veya ortaklığın giderilmesi davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son verilmesini sağlayan bir dava türüdür.
Ortaklığın giderilmesi davası, çok taraflı ve davanın tüm tarafları için benzer sonuçlar doğuran bir dava çeşididir. Örneğin, izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası açan davacı yargılama sırasında davadan feragat etse bile, davalılardan herhangi biri davayı takip edeceğini mahkemeye bildirmesi halinde davanın sonuçlandırılmasını sağlayabilir.
Ortaklığın giderilmesi (İzale-i Şuyu) iki yöntemle olmaktadır;
*Aynen Taksim Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi): Taşınır veya taşınmaz malın aynen bölünmesidir. Örneğin, değeri eşit iki parçaya bölünebilen bir arsanın ikiye bölünerek paydaşlığın giderilmesi. Ancak bu yolla ortaklığın giderilmesi pek mümkün olmamaktadır. Çünkü aynen taksim de taksim edilen mal varlığı eşit oranda, bölünen parçaların aynı özellikte olması gerekmektedir.
*Satış Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi): Genellikle görülen taşınır veya taşınmaz malın umuma açık veya hissedarlar arasında satış yoluyla satılarak bedelinin paydaşlar arasında bölüştürülmesidir.
Ortaklığın giderilmesi davalarında, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılmasını zorunlu hale getiren 7445 sayılı kanun 5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Ancak bu madde 01.09.2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Yürürlüğe girdiği tarihten sonra arabuluculuk başvurusu yapılmadan açılan izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası usulden reddedilecektir.
Ortaklığın giderilmesi davası, menkul veya gayrimenkule ortak olan tüm paydaşlara karşı açılır. Herhangi bir paydaş taşınır veya taşınmaz maldaki ortaklığa son verilerek ortaklığın giderilmesini talep edebilir. Paydaşlar, kendi aralarında malı nasıl pay edeceklerine dair bir anlaşma (Taksim vs.) yaparak ortaklığa son verebilirler. Anlaşma yoluyla ortaklık sonlandırılamaz ise, paydaşlardan biri diğer tüm paydaşlar aleyhine izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası açarak dava yoluyla ortaklığın giderilmesini isteyebilir.
Tüm paydaşların ortaklığın giderilmesi davasında yer alması mecburidir.
Ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) davasında yetkili mahkeme taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
Aynen Taksim suretile izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi); ortaklığın giderilmesi davasında malın aynen taksimi için taraflardan yalnızca birinin talepte bulunması yeterli olacaktır. Taraflardan biri ortak malın aynen taksim edilerek ortaklığın giderilmesine karar verilmesini isterse, hakim öncelikle aynen taksim şartlarının bulunup bulunmadığını araştırmak zorundadır.
Ortaklığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Bu nedenle de genellikle aynen taksimin uygulama çok fazla karşımıza çıkmamaktadır.
Satış Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi); Taşınmazın aynen taksimi mümkün değilse veya paydaşlar aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmemişlerse ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilir. Burada da paydaşların eğer hepsi kabul ederse (oy birliği ile) satışın paydaşlar arasında yapılması mümkündür. Ancak kabul etmezlerse bu durumda satış umumi/halka açık olarak gerçekleştirilir. Taşınmaz malın satışı, mahkeme vasıtasıyla değil satış memurluğu tarafından yapılır. Satış açık arttırma yoluyla yapılmalıdır.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Muhdesatın Aidiyeti; örneğin dava konusu taşınmazda bulunan bina, ağaç, tesis gibi bütünleyici parçalar üzerinde mülkiyetin kime ait olduğu hususu ortaklar arasında tartışma konusu ise, bu durumda ayrı bir dava açılması gerekmektedir. Bu davalara muhdesatın aidiyetinin tespiti davası denilmektedir. Bu davanın açılması halinde, izale-i şuyu davası yargılamasında, muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının sonuçlanması bekletici mesele yapılır.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2021/398 K. Sayılı ilamında; “Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK’nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir” şeklinde belirtilmiştir.