I.DİJİTAL MİRAS KAVRAMI
Miras bir kimsenin ölümü itibariyle mirasçılarına geçen mal varlığı ile hak ve borçları ifade etmektedir. Hukukumuzda miras kavramının içerisine borçlar ve yükümlülükler ile mülkiyet hakları, ayni haklar, diğer malvarlığı hakları, taşınır ve taşınmazlara yönelik zilyetlikler dahil edilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 599. Maddesinde miras, şu şekilde açıklanmıştır;
“Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.
Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.
Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler.”
Türk Medeni Kanunu’nun 599. Maddesinde miras sınırlı sayıda sayılmamış olup bunun bir sonucu olarak, bahsedilmeyen haklar da miras yoluyla mirasçılara intikal etmektedir.
Mevzuatımızda, çağımızın değişen gerekliliklerine istinaden son dönemde ayni haklar kapsamında fikri mülkiyet kavramının gelişimi üzerine, bu konuda yasal düzenlemeler yapılmış ve mülkiyet kavramı genişlemiştir.
Dijitalleşen hayat tarzımız nedeniyle insanların alışkanlıkları eskiye göre değişiklik göstermektedir. Bu değişimler sonucu e-ticaret alışveriş siteleri tüketim alışkanlıklarını değiştirmiş, sosyal medya platformları (İnstagram, X, Youtube vs gibi) sosyalleşme alışkanlıklarını değiştirerek, bu platformların hesap sahiplerine ise yüksek meblağlı gelirler etme olanağı sağlamış ve yeni meslekleri ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde merkeziyetçi para birimleri yerine sanal para birimleri kripto adı altıyla gündeme gelmiştir. Böylelikle klasikleşen miras kavramı ile birlikte teknolojik gelişmeler sonucu dijital miras kavramı karşımıza çıkmıştır.
Klasikleşen malvarlığı ve miras kavramının dışında çağımızda maddi değere sahip sosyal medya hesapları, işitsel ve görsel medya dosyaları, kripto para hesapları, dijital para soğuk cüzdanları, bulut uygulamalar, e-ticaret alışveriş siteleri, online oyun hesapları ve internet alan adları, maddi anlamda değer teşkil etmektedir.
Dijital miras ise bu tür malvarlığı değerlerinin mirasçılara intikal etmesi ve mirasa dahil edilmesi olarak adlandırılabilir. Bu nedenle maddi anlamda değer teşkil eden “dijital miras” olarak adlandırdığımızın bu değerlerin yapılacak düzenlemelerle dijital mülkiyet kavramı olarak kabul edilmesi yadsınamayan bir gerçektir.
Mevzuatımız çerçevesinde, kaçınılmaz şekilde dijitalleşen hayat tarzımız karşısında dijital mal varlığına dair dijital mülkiyete ilişkin henüz yasal düzenlemeler bulunmasa da Yüksek Mahkeme bir kararında bu hususu irdelemiştir.
II.TÜRK HUKUKUNDA DİJİTAL MİRAS
Türk Hukukunda dijital miras kavramı yeni ve gelişmekte olan bir kavramdır. Bu hususta yasal mevzuat bulunmamakta ise de dijital miras kavramına yönelik ilk karar Bölge Adliye Mahkemesince verilmiştir.
Kararda; eşi vefat eden davacı, eşinin ABD menşeli Apple marka cep telefonu kullanmakta olduğunu, GSM hattının eşinin ölümü üzerine kullanıma kapatıldığını, Apple marka telefonlarda İCloud isimli bulut bilişim sisteminin kullanıldığını ve cep telefonunda mevcut olan fotoğraf, video, ses kayıtları, medya dosyaları, dokümanlar, mailler, notlar gibi birçok verinin bu sistem üzerinde kayıtlı olduğunu, bu dokümanlara ise yalnızca Apple kimliği ve şifresi ile erişilebildiğini, eşinin kullandığı Apple kimliğinin ".......@gmail.com" olduğunu ancak bu İCloud hesabına erişebilmesi için eşinin şifresini bilmesi gerektiğini, bu İCloud hesabına bağlı olan ve bu hesap vasıtası ile kontrol edilen terekeye konu olabilecek mal varlığının olduğunu bildiğini, hesapta e-ticaret sitesi hesabının, hediye çeklerinin ve kuponların olduğunu bildiğini, cep telefonunda yer alan oğlu ile birlikte çekilmiş yüzlerce fotoğraf ve videonun bulunduğunu, bu nedenle telefona erişimi sağlamak amacıyla Apple Teknoloji ve Satış Limited Şirketi ile iletişime geçtiğini ancak firma tarafından mahkeme kararı sonrasında erişim izni sağlanacağı bilgisi kendisine verilmiştir. Bu nedenle erişim izni sağlamak maksadıyla belirtilen Apple İCloud kimliğinin terekenin aktifinde kabul edilmesi için tereke tespit davası açmıştır.
Yerel mahkemece ise TMK'nın 589.maddesine göre tereke tespitinde murisin mal ve haklarının tespit edilmesinin amaçlandığı, murise ait cep telefonunda bulunan İCloud hesabına erişilmesi ile murisin özel hayatının gizliliğinin ihlal edileceği, İCloud hesabına erişilmeden cep telefonundan telefonda kayıtlı resimlere murisin mirasçıları tarafından ulaşılacağı, davacının talebinin tereke tespitine konu edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
Hukukumuzda bir ilke imza atan mahkeme kararın da şu açıklamalara yer vermiştir;
Eldeki dosyada özel bir durumun söz konusu olduğu da açıktır. Zira talep eden müteveffanın "Apple İCloud" kimliğinin terekenin aktifinde olduğunun da tespitini talep etmiştir.
Gelişen teknolojilerin insan hayatını kolaylaştırması yanında bir kısım yeni kavramlar ve hukuki sorunlar yarattığı bilinen bir gerçektir. Bunların en başında da mülkiyet kavramının başkalaşımının geldiği söylenebilir.
Ancak çağımızın kaçınılmaz şekilde dijitalleşen hayat tarzı karşısında dijital mal varlığına dair dijital mülkiyet ile ilgili henüz yasal bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir.
Yakın zamana kadar elektronik posta hesapları, sosyal medya hesapları ve benzeri dijital uygulamalar yalnızca kişisel kullanıma yönelik olup maddi bir değer taşımazken günümüzde bu hesapların reklam gelirleri elde edilen maddi bir karşılığı olan hesaplar halini alabildiği gibi, yine sosyal medya hesaplarının ve dijital para cüzdanlarının bağlı olduğu e posta hesaplarının da artık kişisel kullanımı aşıp ticari değeri olan dijital mal varlığı kapsamına girmeye başladığı anlaşılmaktadır.
Bu konuda Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Yasemin Maraşlı DİNÇ'in http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2019-142-1849 adresinde yayınlanan makalesinden yararlanılarak katıldığımız bir kısım tespitlerinin altının çizilmesi anlamında alıntılama yapılmıştır.
"Teknolojinin, dolayısıyla da internetin bu denli gelişmesi sonucunda sosyal medya kullanımı hayatımızın ayrılmaz bir parçası halini almıştır. Artık bir kısım insan, sosyal medya platformları aracılığıyla maddi kazanç elde etmeye dahi başlamıştır. Özellikle son zamanlarda “YouTuber” olarak nitelenmeye başlanan insan sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Öte yandan “Facebook” veya “Instagram” hesapları üzerinden, bir meslek icra edercesine satış yaparak yahut genellikle takipçi sayısı fazla olanların kişisel sayfalarında reklamlar yaparak maddi kazanç elde etmeleri sıradan hale gelmiştir.
Tüm bu gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan dijital mal varlığı veya dijital miras kavramları ise ülkemiz hukuk sistemi içerisinde çok yaygın bir kullanıma sahip değildir. Türk kanunlarında bu konuda yasal düzenlemeler de henüz mevcut değildir. Bunun yanında konu Türk hukuk öğretisinde de, uygulamada bir sorun olarak ortaya çıkmamasından olsa gerek, yeterli derecede incelenmemiştir."
"Dijital malvarlığı kavramı, videolar, fotoğraflar, e-postalar, kişisel sosyal medya hesapları gibi elektronik olarak depolanan ve yalnızca dijital formda bulunan diğer varlıklar anlamına gelmektedir. Ancak dijital dünyanın sürekli değişmesine bağlı olarak dijital malvarlığının nelerden oluştuğu net olarak belirlenememektedir."
"Dijital miras ise bu tür soyut malvarlığı değerlerinin mirasçılara intikal etmesi, mirasa konusu olmasıdır"
Aynı makalede değinildiği üzere mirasta intikal prensiplerinin kanunda şekil bulmuş hali olan TMK m. 599/2 hükmünde; “Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar" denilmektedir.
Günümüzde dijital mal varlığının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik olduğu, kripto para adı verilen ve uluslar arası ödemelerde dahi kullanılmaya başlanmış dijital sistemlerin var olduğu, yine astronomik reklam gelirleri sağlayan sosyal medya hesaplarının gün geçtikçe arttığı, aynı şekilde youtube ve benzeri dijital platformlarda salt reklam geliri ve hatta ücretli üyelik sistemi ile hizmet veren kanallar oluşturulduğu bir ortamda dijital mal varlığı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda yasal bir boşluk bulunduğu değerlendirilmiştir.
Murisin e posta hesabı ve buna bağlı olarak kullanılan sosyal medya hesapları, dijital cüzdan hesapları vb maddi değer ifade eden ve TMK'nun 599.maddesi kapsamında terekesine dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital mal varlığının da tespitinin gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Dosya özelinde bakıldığında, talep eden özellikle ".......@gmail.com" hesabının murise ait olduğunun, yani müteveffanın apple kimliği ile ilişkili hesapların sahibi olduğunun ve müvekkilinin müteveffanın temsilcisi olduğunun ve mahkemece verilecek yetkilerinin, Elektronik Haberleşmenin Gizliliği Kanunu’nda kullanıldığı şekliyle “yasal rıza” teşkil ettiğinin tespitini istemektedir.
.......@gmail.com hesabının müteveffaya ait olup olmadığı hususu teknik bir konu olup mahkemece ancak bilirkişi raporu alınarak tespit edilebileceği açıktır. Bunun tespitinden sonra ise talep edenin ilgilinin temsilcisi olduğu ve bu bilgilerin verilmesinin Elektronik Haberleşmenin Gizliliği Kanununa aykırılık teşkil edip etmeyeceği hususu hukuki bir değerlendirme gerekecektir.
Sonuç olarak, mahkemece tespit talebi gereğince murisin ölüm tarihi itibariyle tüm aktif ve pasif mal varlığının tespiti ve bu minvalde dijital mal varlığının terekesine dahil olması gerektiği nazara alınarak dijital terekesinin de tespiti yapılarak araştırma ve inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerektiğini belirtilmiştir.
III.SONUÇ
Dijital miras henüz yeni ve gelişmekte olan bir alan olduğu, hukukumuzda yasal düzenlemelere tabi olacağı açıkça ortadadır. Dijital miras kavramına ilişkin henüz mevzuatımızda yasal düzenleme bulunmasa da örnek teşkil eden bahsettiğimiz Yüksek Mahkeme kararı bu konuda yol gösterici olacak ve taleplerin mahkemelerce yasal mevzuat düzenlenene kadar kabul edileceğini düşünmekteyiz.